34,3122$% 0.21
37,2200€% -0.48
44,4322£% 0.46
3.017,79%-0,07
2390833฿%0.51117
85843Ξ%-0.14444
Kefalet sigortası hakkında açıklamalarda bulunan Koru Sigorta Genel Müdürü Kasım Yılmaz, “Şirketlerin her geçen gün finansman ihtiyaçları artmakta olup bu ihtiyaçlarını nakdi ve gayri nakdi kredilerle karşılamaya çalışmaktadırlar. Gayri nakdi krediler için bankalardan teminat mektubu veya sigorta şirketlerinden kefalet sigortası talep edilebilmektedir. Kefalet sigortasına ilişkin genel şartların 2017 yılında yürürlüğe alınması ile kefalet sigortası sigortalıların gündeminde yer almaya başlamış olup banka teminat mektuplarına kıyasla bilinirliği yeni yeni artmaya başlamıştır. Sigorta sektöründe bazı şirketlerin kefalet sigortasına ilişkin yapmış olduğu çalışmaların yanı sıra Türkiye Sigorta Birliği ile SEDDK’nın destekleri bu alanda olumlu gelişmelerin yaşanmasına ve bilinirliğin artmasına büyük katkıda bulunmuştur” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “İcra ve İflas Kanunu ile sair mevzuatlarda yapılan düzenlemeler ile mahkeme ve icra müdürlüklerine depo edilebilecek kıymetler tahdidi olarak sayılmakta olup, “kefalet sigortası” bu düzenlemeler kapsamına alınmamıştır. Sigortalıların bu anlamda çoğunlukla “banka teminat mektubu” yoluna başvurmak zorunda kalmaları yine bankalar nezdindeki kredi limitlerini olumsuz etkilemektedir.” Sigorta şirketlerinin de sigorta sözleşmelerinden kaynaklı anlaşmazlıklarda; mahkeme ve icra daireleri nezdinde teminat ihtiyacının gün geçtikçe artmakta olduğunu ve bu durumun hem adetsel hem de tutarsal olarak büyük yükler oluşturduğunu vurgulayan Yılmaz, “Bunun yanı sıra, Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde görülmekte olan uyuşmazlıklarda İtiraz Hakem incelemesi sonucu verilen kararların icrasının durdurulması için ek süreye ilişkin mevzuatsal olarak bir düzenleme yapılmamış olması, kararın tebliği akabinde şirketleri büyük tutarlı haciz riskleri altına sokmaktadır. Yargılamanın devamında, icrayı durdurmak/haczi kaldırmak ve temyiz/istinaf hakkını kullanmak amacıyla mahkemelere ve/veya icra dairelerine milyonlarca lirayı aşan banka teminat mektupları sunulmak zorunda kalınmaktadır. Bu sebeple, kefalet sigortalarının düzenlemeye dahil edilmesi ile banka teminat mektuplarının yerini alacaktır” açıklamasında bulundu.
İcra İflas Kanunu ve sair mevzuatlarda, şahıs ve şirketlerin teminat verebileceği alternatifler arasına “kefalet sigortasının” eklenerek bu anlamda düzenleme yapılması ihtiyacının bulunduğunu belirten Yılmaz, “Bu şekilde, hem kişi ve şirketleri mali olarak rahatlatacak, hem de sektörel olarak büyük bir kazanım ve sigortacılık algısı oluşacağı muhakkaktır. Bunun yanı sıra, banka teminat mektubu için ödenen komisyon bedellerinin uzayan yargı süreleri ve bankaların komisyon bedellerine yaptığı aşkın zamlar göz önüne alındığında, bu durumun şirketler için büyük bir risk ve gider kalemi olmaya başladığı ve gün geçtikçe yükünün artacağı muhakkaktır. Yargılamanın en önemli unsuru olan itiraz hakkının kullanılmasının önünde bulunan bu büyük mali etkenin, adil yargılanmanın ve dosya ekonomisi açısından ele alınarak düzenleme ihtiyacının tüm sektörler için dile getirilmesi gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“İcra ve iflas kanununda kefalet sigortasına yer verilmesi halinde; sektör dışına aktarılan nakdi ödemeler yine sigorta sektörü içinde kalacak ve toplam prim üretimine olumlu katkı sağlayacaktır” diyen Yılmaz, sözlerine şu şekilde devam etti: “Kefalet sigortasında büyümek ve bu alanda sürekliliği sağlamak için, bilinirliğinin önce mevzuatsal olarak sağlanması sonrasında bu etkinin poliçe havuzunun büyümesine faydası olacağı kanaatindeyim. Mahkeme ve icra müdürlüklerine sunulacak kefalet sigortaları bu alanlarda da sigorta şirketlerinin üretim iştahını artıracak olup uzun vadede mali sonuçlarının sektör için olumlu olacağı görüşündeyim.”
Abdullah Özcan; “Sigorta Sektörü Kefalet Sigortası ile KOBİ’nin Kefili Olmaya Hazır”